I. DÖNEM 9. SINIFLAR TÜRK EDEBİYATI III. YAZILI YOKLAMASI VE CEVAP ANAHTARI
ADI ve SOYADI:                  
NUMARASI:
…………… EĞİTİM ÖĞRETİM I. YARI YILI
HINIS ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ 9-A SINIFI TÜRK EDEBİYATI DERSİ III. YAZILI YOKLAMASI SORULARI
EGE’NİN DİBİ
Mandalin ve portakal ağaçları ay ışığında parlıyorlardı. Çiçekleri dolayısıyla üzerlerine kar yağmış gibiydi. Şehir uykuya dalmıştı. Deniz kıyısında iki kişi iskemlede oturmuş konuşuyorlardı. Gemici olanı ‘Ah paralarım’ diye sızlanıyordu. (İki gün önce batan İnebolu vapuruyla çelik kasadaki yirmi bin lirası sulara gömülmüştü.) Öteki, ‘Aliş yarın geliyor. O denizin kurdudur. Bilir, ne yapmak gerekirse yapar.’ diyerek onu avutuyordu.
Gerçekten de Aliş, usta bir dalgıçtı. Genç ve güçlüydü. Çağrı telgrafını alınca İzmir, Aydın, Milas yoluyla Bodrum’a vardı. Bay Haşmetle Yalı kahvesinde buluştu. Batan geminin yerini sordu. Yapılacak iş oldukça tehlikeliydi. Pazarlıkta yedi yüz elli lirada karar kılındı.
Aliş, iki aydır evinden mektup almamıştı. Meraktaydı. Çakır Hatçe’sini oldukça özlemişti. İnebolu vapuruna dalma işini bitirir bitirmez Marmaris’e gidecekti.
İzmir’den bir dalgıç motoru sağlandı. Saatlerce yol alındıktan sonra İnebolu’nun battığı yere varıldı. Aliş hemen muşamba tulumu giydi. Başına miğferi taktılar. Hava veren makinenin tekerleğini döndürmeye başladılar. Aliş eliyle hava valfını açtı. Denize daldı. Üzerinden bulut bulut hava kabarcıkları uçuyordu. Kolaylıkla vapura kondu. Yöresinde renk renk vapurlar dolaşıyordu. İçeri girdi. Cep fenerini yaktı. Salona geçerek lüks kamaralardan birinin kapısını açtı. Aradığı yer burası değildi. İkinci kamaraya yürüdü. Kapıyı araladı. Bay Haşmet’in tanımladığı bıyıklı adamın cesediyle karşılaşmıştı. Çiyanlar gözlerini yemişlerdi. Aliş lambasını gezdirdi. Işık bir kadını aydınlattı. Saçları kanepeye takılmıştı, gövdesi yüzüyordu. Bu, adamla Marmaris’ten binmiş olduğunu duyduğu kadındı. Kimdir diye merak etti. Yüzünü kendine doğru çevirdi.
Aliş gözlerine inanamadı. Şaşırmıştı. Daha dikkatle baktı. Neredeyse çıldıracaktı. Bunlar Çakır Hatçe’sinin, sevgilisinin gözleriydi. Neden iki aydır mektup yazmadığını anladı. Kadın ona ’Beni bağışla!’ der gibi bakıyordu. Aliş derin bir öfke ve acıma duydu. Gerilip dışarı çıkayım dedi. Başaramadı. Sanki miğferde hava kalmamıştı.
Yukarıda ipi tutan kılavuz aşağıda kötü bir şeyler olduğunu sezdi. Çekti, ip takılı idi. Daha çok hava verdirdi. Hava gitmiyordu. Üç saat kadar uğraştılar. Sonunda uçları boş hava borusuyla ipi çıkardılar.
Aliş suların dibinde kalmıştı. Bay haşmet güvertede saçını başını yoluyor, ‘Ah, paralar güme gitti’ diye bağırıyordu.
1)   Yukarıdaki metni yapı (olay örgüsü, kişiler, zaman ve mekân) yönünden inceleyiniz.
Hikayenin Birimleri:
a-
 
b-
 
c-
 
ç-
 
d-
 
 Hikayedeki çatışmalar:
1-
2-
3-
Hikayenin asli kişileri:
Hikayenin yardımcı kişileri:
Hikayenin mekanı:
 
Hikayenin teması:
 
Hikayenin zamanı:
 
2)   Masal ve destanlardaki hâkim zihniyetimizi anlatınız.
 
 
 
 
 
 
 

3)   Karagöz’ün tiplerinden on tanesini yazınız.
a-
b-
c-
ç-
d-
e-
f-
g-
ğ-
h-
4)   Yapıyı oluşturan birimler nelerdir? Yazınız.
   a-
   b-
   c-
   ç-
   d-
 
5)   Anlatmaya bağlı edebi metinler nelerdir?
a-
b-
c-
ç-
d-
e-
f-
 
6)   Göstermeye bağlı edebi metinler nelerdir?
a-
b-
c-
ç-
d-
e-

‘’Çok eski zamanlarda yaşlı bir kadın varmış. Bu kadın, yalnız başına mağarada yaşarmış, bulunduğu yeri de hiç süpürmezmiş. Günlerden bir gün kadın evini süpürmek istemiş. Sağı solu süpürürken birde bakmış ki, yerde beş para var. Parayı helvacıya vererek helva almış. Helvanın yarısını yemiş, yarısını da rafa kaldırmış. Bir süre sonra bakmış ki, raftaki helvayı fare yemiş. Kadın, yerden kaptığı taşı fareye fırlatmış ve onu kafasından yaralamış. Kadına kızan fare de kaptığı taşı fareye fırlatmış, tesadüf bu ya taş kadının gözüne rast gelmiş ve gözü kör olmuş. Bunu üzerine her ikisi de birbirinden davacı olmuşlar ve birlikte hakim huzuruna çıkmışlar.’’
Ali Berat Alptekin, Hayvan Masalları, 2005, S.239
7)   Yukarıdaki masalı zihniyet yönünden inceleyiniz.
 
 BAŞARILAR
Mehmet BİRCAN
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni
Not Baremi: 1. ve 7. sorular 25’şer puan; diğer sorular 10’ar puandır.
2005–2006 EĞİTİM ÖĞRETİM I. YARI YILI
HINIS ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ 9-A SINIFI TÜRK EDEBİYATI DERSİ
 III. YAZILI YOKLAMASI
CEVAP ANAHTARI
EGE’NİN DİBİ
Mandalin ve portakal ağaçları ay ışığında parlıyorlardı. Çiçekleri dolayısıyla üzerlerine kar yağmış gibiydi. Şehir uykuya dalmıştı. Deniz kıyısında iki kişi iskemlede oturmuş konuşuyorlardı. Gemici olanı ‘Ah paralarım’ diye sızlanıyordu. (İki gün önce batan İnebolu vapuruyla çelik kasadaki yirmi bin lirası sulara gömülmüştü.) Öteki, ‘Aliş yarın geliyor. O denizin kurdudur. Bilir, ne yapmak gerekirse yapar.’ diyerek onu avutuyordu.
Gerçekten de Aliş, usta bir dalgıçtı. Genç ve güçlüydü. Çağrı telgrafını alınca İzmir, Aydın, Milas yoluyla Bodrum’a vardı. Bay Haşmetle Yalı kahvesinde buluştu. Batan geminin yerini sordu. Yapılacak iş oldukça tehlikeliydi. Pazarlıkta yedi yüz elli lirada karar kılındı.
Aliş, iki aydır evinden mektup almamıştı. Meraktaydı. Çakır Hatçe’sini oldukça özlemişti. İnebolu vapuruna dalma işini bitirir bitirmez Marmaris’e gidecekti.
İzmir’den bir dalgıç motoru sağlandı. Saatlerce yol alındıktan sonra İnebolu’nun battığı yere varıldı. Aliş hemen muşamba tulumu giydi. Başına miğferi taktılar. Hava veren makinenin tekerleğini döndürmeye başladılar. Aliş eliyle hava valfını açtı. Denize daldı. Üzerinden bulut bulut hava kabarcıkları uçuyordu. Kolaylıkla vapura kondu. Yöresinde renk renk vapurlar dolaşıyordu. İçeri girdi. Cep fenerini yaktı. Salona geçerek lüks kamaralardan birinin kapısını açtı. Aradığı yer burası değildi. İkinci kamaraya yürüdü. Kapıyı araladı. Bay Haşmet’in tanımladığı bıyıklı adamın cesediyle karşılaşmıştı. Çiyanlar gözlerini yemişlerdi. Aliş lambasını gezdirdi. Işık bir kadını aydınlattı. Saçları kanepeye takılmıştı, gövdesi yüzüyordu. Bu, adamla Marmaris’ten binmiş olduğunu duyduğu kadındı. Kimdir diye merak etti. Yüzünü kendine doğru çevirdi.
Aliş gözlerine inanamadı. Şaşırmıştı. Daha dikkatle baktı. Neredeyse çıldıracaktı. Bunlar Çakır Hatçe’sinin, sevgilisinin gözleriydi. Neden iki aydır mektup yazmadığını anladı. Kadın ona ’Beni bağışla!’ der gibi bakıyordu. Aliş derin bir öfke ve acıma duydu. Gerilip dışarı çıkayım dedi. Başaramadı. Sanki miğferde hava kalmamıştı.
Yukarıda ipi tutan kılavuz aşağıda kötü bir şeyler olduğunu sezdi. Çekti, ip takılı idi. Daha çok hava verdirdi. Hava gitmiyordu. Üç saat kadar uğraştılar. Sonunda uçları boş hava borusuyla ipi çıkardılar.
Aliş suların dibinde kalmıştı. Bay haşmet güvertede saçını başını yoluyor, ‘Ah, paralar güme gitti’ diye bağırıyordu.
 
1)      Yukarıdaki metni yapı (olay örgüsü, kişiler, zaman ve mekân) yönünden inceleyiniz.
 
 Hikâyede sırasıyla olay örgüsü şöyledir:
o        Bay haşmet’in İnebolu vapurunda parasını kaybetmesi.
o        Deniz kıyısında iskemlelere oturmuş iki kişinin konuşmaları ve bu konuşmalardan çıkan Aliş’in problemi çözeceği sonucu.
o        Aliş’in İnebolu vapuruna dalma işi için İzmir’den Aydın ve Milas yoluyla Bodrum’a gelmesi.
o        Pazarlıkta yedi yüz elli lirada karar kılınması.
o        İzmir’den dalgıç motorunun saglanması, Aliş’in dalma hazırlıkları ve dalışı.
Metindeki Çatışmalar:
o        Hikayedeki asıl çatışmaBay Haşmet ile ekmek parası için bu parayı kurtarmak üzere Ege’nin Dibindeki İnebolu vapuruna dalacak olan Aliş arasında gelişmektedir. Biri zengindir ve parasının peşindedir, diğeri emek parasının ve yüreğindeki yaranın.
o        Aliş Karısı Hatçe’nin gemisindeki ölüsünü bulmuş ve kendisini anlattığını anlamıştır. Bu bir çatışmanın yaşanmasına sebep olur. Bir yanda kazanacağı ekmek parası diğer yanda aldatılma, sevgi ve acıma duygusu.
o        Aliş’in ölümünün fark edilmesi üzerine Bay Haşmet’in üzüleceğine sulara gömülen paralarına yanması başka bir çatışmadır.
Hikayede beş kişiyle karşılaşıyoruz.
 
Hikâyenin asıl kişileri: Aliş ve Bay Haşmet.
Yardımcı kahramanları: Bay haşmetle konuşup Aliş’i bulan aracı, Hatçe, vapurda ölen adam.
Metnin Teması: Aliş’in ölümü üzerine Bay Haşmet sulara gömülen parasına yanmaktadır. Bu durum hiç insanca değildir.
Metnin mekânı genel anlamda Bodrum’dur. Eğe Denizi, İnebolu, İzmir, Aydın, Milas, Marmaris.
Metnin zamanı, İnebolu vapurunun batmasından sonraki birkaç günlük süreyi kapsamaktadır. Bunu dışında bir geriye dönüş yapılarak Aliş’in iki aydır evden mektup alamadığından söz edilir.
 
2)      Masal ve destanlardaki hâkim zihniyetimizi anlatınız.
Masal ve destanlardaki hâkim zihniyetimizi şöyledir:
Destanlarda fiziki gücün üstünlüğü ve olağanüstü durumlar belirleyici öğelerdir. Çünkü destanların oluşum dönemlerinde hakim zihniyet, olağanüstü güçlerle donatılmıştır. (Manas Destanı, yaratılış Destanı, Oğuz kağan Destanı gibi.) daha sonraki destanlarda fiziki güç, yerini kahramanlık ve dini duygulara bırakır.
Masallarda da durum farklı değildir. Olağanüstü güçlerin yönlendirmesi, akıl almaz ve ilgi çekici olaylar dizisi masallarda her an karşılaşabileceğimiz özelliklerdir. Destan ve masallarda gözlem ve deneyim değil tasarı ve kabuller ön plandadır.
 
 
 
 

3)      Karagöz’ün tiplerinden on tanesini yazınız.
a-Hacivat             
b- Karagöz
c- Çelebi
ç- Zenne
d- Tiryaki
e- Beberuhi
f- Külhanbeyi
g- Bolulu
ğ- Tatar
h- Arnavut
ı- Arap
i- Yahudi
4)      Yapıyı oluşturan birimler nelerdir? Yazınız.
a-      Zaman
b-      Mekan
c-      Tema
ç-   Kişiler
d-      Olay örgüsü
 
 
 
5)      Anlatmaya bağlı edebi metinler nelerdir?
a- Masal
b- Destan
c- Halk Hikayesi
ç- Mesnevi
d- Manzum Hikaye
e- Hikaye
f- Roman
6)      Göstermeye bağlı edebi metinler nelerdir?
a- Orta oyunu
b- Karagöz
c- Köy Tiyatrosu
ç- Komedi
d- Dram
e- Trajedi
 
 
 
 

‘’Çok eski zamanlarda yaşlı bir kadın varmış. Bu kadın, yalnız başına mağarada yaşarmış, bulunduğu yeri de hiç süpürmezmiş. Günlerden bir gün kadın evini süpürmek istemiş. Sağı solu süpürürken birde bakmış ki, yerde beş para var. Parayı helvacıya vererek helva almış. Helvanın yarısını yemiş, yarısını da rafa kaldırmış. Bir süre sonra bakmış ki, raftaki helvayı fare yemiş. Kadın, yerden kaptığı taşı fareye fırlatmış ve onu kafasından yaralamış. Kadına kızan fare de kaptığı taşı fareye fırlatmış, tesadüf bu ya taş kadının gözüne rast gelmiş ve gözü kör olmuş. Bunu üzerine her ikisi de birbirinden davacı olmuşlar ve birlikte hakim huzuruna çıkmışlar.’’
Ali Berat Alptekin, Hayvan Masalları, 2005, S.239
7)      Yukarıdaki masalı zihniyet yönünden inceleyiniz.
Metni meydana getiren ses ve anlam kaynaşmasından oluşan birimleri şunlardır:
·         Kadının bulduğu parayla helva alması.
·         Helvanın yarısını yiyip yarısını rafa koyması.
·         Farenin rafa konulan helvayı yemesi.
·         Kadının buna sinirlenip yerden aldığı taşla fareyi yaralaması.
·         Farenin buna tepki gösterip taşla kadını kör etmesi.
Bütün bunlar kadınla fare arasında geçmektedir. Bir kısmı olayla ilgilidir. Bir kısmı da bu olayın geçtiği yeri ve kişileri bildirir. Birbiri peşine gelen bu eylemler, hem olağanüstülük içermekte, hem de dinleyeni / okuyanı eğlendirmektedir. Mekan olarak, beklide eski dönemlerdeki yaşayışı simgelemesi açısından mağaradır. Zaman da belirsizdir. Zaman için yalnızca ‘’çok eski zamanlarda’’ gibi ifadeler kullanılmaktadır. Yukarıda hayvanların yaşayışıyla insanların yaşayışı arasında bir birliktelik kurulmuş ve hayvanlar insanlarla birlikte aynı mahkemede yargılanır gösterilmiştir. Bu, masalların söylendikleri ilk dönemlerdeki halkın dünya görüşünü, yaşayış tarzını, zevkini ifade etmesi bakımından dikkate değer.
 
                                                                                      Mehmet BİRCAN
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni
 
 
GÜZEL ŞİİRLER
 
 
 
 
531251 ziyaretçi (1596901 klik)
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol