FORUM
=> Daha kayıt olmadın mı?

FORUM'A ÜYE OLMAYANLAR SADECE KONU BAŞLIKLARINI GÖREBİLİRLER VE GÖNDERİ YAPABİLİRLER AMA KONU İÇERİKLERİNİ GÖREMEZLER. ÜYE İSENİZ LÜTFEN GİRİŞ YAPIN. ÜYE DEĞİLSENİZ => Daha kayıt olmadın mı? SEÇENEĞİNİ TIKLAYARAK HEMEN ÜYE OLUNUZ. LÜTFEN ELİNİZDEKİ BELGELERİ GÖNDERİN. ŞİİRLERİNİZİ GÖNDERİN.

FORUM - TÜRKLERiN iSLAMiYETi KABUL ETMESi

Burdasın:
FORUM => 10. SINIF TÜRK EDEBİYATI => TÜRKLERiN iSLAMiYETi KABUL ETMESi

<-Geri

 1  2  3  4  5  6  7  8  9 10Devam -> 

garip (Ziyaretçi)
06.01.2008 12:42 (UTC)[alıntı yap]
TÜRKLERiN iSLAMiYETi KABUL ETMESi
Türkler İslamiyet’i kabul etmeden önce Şamanizm’e inanıyorlardı. Daha
sonraları Şamanizm’in yerini Budizm, Manihaizm, Brahmanizm ve Hristiyanlık gibi
dinler almaya başladı.
Türklerin İslam orduları ile ilk karşılaşmaları Emeviler zamanına rastlar
(661-750). Kuteybe İbn Müslim’in Horasan valiliği sırasında Buhara ve Semerkant’a
kadar uzanan bölgede yaşamlarını sürdüren Türkler, İslamiyet’i kabul ettiler. Özellikle
Kuteybe İbn Müslim (705-715)’in çalışmaları Orta Asya’da İslamiyet’in yayılması ve
gelişmesine yol açtı. Bu süreçte Türkler eski dinleriyle yeni yayılmakta olan İslamiyet’i
karşılaştırdılar. Yeni dindeki tek tanrı inancı, iman, ahlak ve erdem gibi anlayışlardaki
ortak noktalar Türklerin bu dini benimsemelerinde etkili olmuştur.
Türklerin topluluk hâlinde İslamiyet’i kabul etmeleri Karahanlılar Dönemi’ne
rastlar (812-1240). Özellikle Hükümdar Abdülkerim Satuk Buğra Han’ın 932 yılında
İslamiyet’i kabul etmesiyle Türkler topluluk hâlinde yeni dine dahil oldular.
Samanoğulları (892-999) zamanında, iki yüz bin çadır halkından kurulu bir topluluğun
İslamiyet’i kabul ettiği bilinmektedir.
İlk Müslüman Türk devleti olan Karahanlılar, İslami Döneme ait ilk eserleri
ortaya koymuşlardır. Bu dönemde yazılan başlıca eserler arasında Kutadgu Bilig,
Divan-ı Lügat’ it Türk ve Atabetü’l Hakâyık’ı sayabiliriz.


kaynak meb
garip (Ziyaretçi)
06.01.2008 12:48 (UTC)[alıntı yap]
İSLAMİYET’İN TÜRK KÜLTÜRÜNE ETKİSİ

Türkler, İslamiyet’i kabul ederek yeni bir din, inanç, kültür ve sanatın etkisine
girdiler. İslamiyet’le birlikte Türkler, yaşamlarını göçebe bir şekilde sürdürürken
yerleşik biçime geçtiler. Köyler, şehirler kurdular. Kurdukları şehirlere hanlar, hamamlar, camiler, kervansaraylar inşa ettiler. Yaptıkları eserleri en ince ayrıntılarına kadar Türk-İslam beğenisine göre süslediler. Tasavvuf düşüncesi çerçevesinde Tasavvuf Edebiyatı gelişti. Hoca Ahmet Yesevî ile başlayan anlayış, Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli, Mevlâna gibi çok sayıda düşünür ve sanatçıyı yetiştirdi.

kaynak meb
garip (Ziyaretçi)
06.01.2008 13:56 (UTC)[alıntı yap]
YENİ KÜLTÜRÜN EDEBİYATA YANSIMASI
Türkler, ‹İslamiyet’i kabul etmekle yeni bir din, dil ve kültürle karşılaştılar. Yeni
dinin etkisiyle Arapça öğrendiler. Kur’an-ı Kerim’i anlamaya çalıştılar. Yeni din ile eski
dinlerini karşılaştırdılar. ‹ki din arasındaki ortak noktalar, yeni dini benimsemelerinde
etkili oldu. İslamiyet’le birlikte Türkler yeni bir sanat ve edebiyat anlayışına yöneldiler.
İslamiyet’i kabul eden ulusların hepsi bu dinin egemen olduğu dil ve sanat anlayışıyla
eserler veriyorlardı. Böylece Arap edebiyatı nazım biçimlerini ve aruz ölçüsünü
kullanmaya başladılar. Oysa Karahanlılar döneminde İslamiyet’i kabul ettikleri
yıllarda devletin resmî dili ile bilim ve sanat dili Türkçe idi. Bilim dili Arapçayı,
edebiyat dili olarak da Farsçayı kullanmaya başladılar. Bu anlayış daha sonraki
yüzyıllarda da sürüp gitti. Böylece “Klasik Edebiyat (Divan Edebiyat&rsaquo” veya “Yüksek
Zümre Edebiyatı” gibi adlar verilen edebiyat bu şekilde doğdu. Öte yandan İslamiyet
Öncesi Dönem’de öğrendiğimiz sözlü edebiyat da halk arasında sürüyordu.
Yeni kültür ve sanat anlayışı Karahanlılar döneminde etkin oldu (932- 1212).
Müslümanlığı kabul eden Karahanlılar zamanında dil, kültür ve edebiyat açısından çok önemli eserler yazıldı. Yusuf Has Hacip’in “Kutadgu Bilig”, Kaşgarlı Mahmut’un
“Divan-ı Lügat’it Türk” ve Edip Ahmet’in “Atabetü’l Hakâyık” adlı eserleri bunlar
arasındadır. Eserler incelendi¤inde Türklerin dil, kültür ve sanat anlayışı bakımından ne kadar ileri gitti¤i ortaya çıkar. Özellikle “Kutadgu Bilig” ve “Divan-ı Lügat’it Türk;
anlatım zenginliği, atasözleri, deyimler ve bilgece sözler yönünden oldukça zengindir.
Hatta “Kutadgu Bilig” ile “Atabetü’l Hakâyık”ın Arap ve Uygur alfebesiyle yazılmış
örneklerine de rastlanmaktadır.

kaynak meb
garip (Ziyaretçi)
06.01.2008 14:44 (UTC)[alıntı yap]
XI. VE XII. YÜZYIL TÜRK EDEBİYATI
X. yüzyılda başlayan bu değişim XI. ve XII. yüzyıllarda da sürdü.
Türkler XI. ve XII yüzyıllarda Karahanl›lar (932 -1212), Gazneliler (962-1183),
Selçuklular (1040 - 1157) ve Gorlular (1148- 124 adları altında değişlik bölgelerde
devletler kurdular. Bu devletlerin hükümdarlar› dil ve kültür hareketlerine önem verip
sanatçıları koruyup kolladılar. Bilim dili olarak Arapça, edebiyat dili olarak da Farsça
kullanıldı. Arapça ve Farsça ö¤rendiler, Arap ve Fars edebiyatlarının etkisinde kaldılar. Dil, ölçü, konu ve naz›m biçimi yönünden bu uluslar› taklit ettiler. Toplumda giderek halk ile aydınlar arasında kültür ve sanat anlayışlarında farklılıklar başladı. Böylece yüzyıllar boyunca sürecek olan halk edebiyatı, divan edebiyat› ve tasavvuf edebiyatının temelleri atılmış oldu.
Bu yüzyılın önemli özelliklerinden biri de Türk dilinin ayrı coğrafi bölgelerde
Doğu Türkçesi ve Batı Türkçesi adıyla ikiye ayrılmasıdır. Do¤u Türkçesi (Karahanlı
Türkçesi) XV. yüzyıldan sonra Çağatayca adını aldı. Günümüzde bu dile Özbekçe adı verilmektedir. Batı Türkçesi ise Göktürkçenin devamı olan bir lehçe olup Oğuz
Türklerince kullan›l›yordu. Bu dil günümüzde Azerbaycan Türkçesi ve Türkiye
Türkçesi olarak varlığını sürdürmektedir.
Öte yandan Ahmet Yesevî, Türkistan’da tasavvuf düşüncesini yaymaya
çalışıyordu. Yetiştirdiği yüzlerce öğrenci Moğol akınlarının Batı’ya doğru yönelmesiyle
Anadolu’ya geldi ve burada tasavvuf düşüncesini yaydı. Bunlar Hacı Bektaş Veli,
Mevlâna, Yunus Emre, Ahmet Fatih, Şeyyad Hâmza, gibi yüzlerce şairin ve düşünürün yetişmesine katkı sağladı.
kaynak meb
garip (Ziyaretçi)
06.01.2008 14:51 (UTC)[alıntı yap]
KUTADGU BiLiG

Kutadgu Bilig, kültür tarihimizi aydınlatabilecek düşünceleri, toplumun değer
yargılarını, insanın evrensel boyuttaki problemlerini alıp işlemektedir.
Karahanlılar dönemi ilk edebiyat ürünü olan Kutadgu Bilig, Balasagun’da
doğmuş Yusuf Has Hacip’in İslam dünyasında pek çok örneği görülen pendnâme (öğüt kitabı geleneğinin Türkçedeki ilk ve en güzel örneklerinden biridir. Sağlam bir kültürü olan Yusuf Has Hacip, dönemin geçerli dilleri Arapça ve Farsçayı iyi bilen, İslam düşünce dünyasının önemli düşünürlerini okuyup özümlemişti. Yazdığı Kutadgu Bilig sayesinde Karahanlı sarayında “has hâcib”lik (protokol müdürlüğü görevine yükseltilmiştir. Karahanlılar döneminde yörenin Semerkand, Buhara, Taşkent, Balasagun, Kaşgar gibi kültür merkezleri, düşünce yaşamının geliştiği, Yusuf Has Hacip gibi düşünürlerin ortaya çıktığı yerler olarak biliniyordu.
Kutadgu Bilig’in bütünü 6645 beyitten oluşmuştur. Büyük bir kısmı beyitlerle
yazılmıştır. Her beyit kendi içinde uyaklıdır. Arada dörtlüklere de rastlanmaktadır.
Kutadgu Bilig, aruzla yazılan ilk eserlerdendir. Eserde yal›n bir dil kullanıldığı
için söz sanatları hemen hemen hiç yoktur. Öğretici bir eser olduğu için süslü ve sanatlı bir dille yazılmamıştır. Eserin dili günümüz edebiyat dilinin uzağındadır. İçerdiği düşüncelerin okura aktarılmasının kolaylaştırılması isteği nedeniyle anlatımı
doğrudandır. Eser Hâkâniye Türkçesiyle kaleme alınmıştı0r.
Alegorik bir eser olan Kutadgu Bilig, kahramanlarının her biri bir varlığı
simgelemektedir. Eser Kün Toğdı (doğru yasalıg” hükümdar&rdquo, Ay Toldı (saadet,
kut-vezir), Öğdilmiş (anlayış- vezirin oğlu) ve Odgurmış (hayat ve dünyanın
sonu-vezirin oğlu veya oğlunun arkadaşı’ın kendi aralarındaki konuşmalarına dayanır.
Bu konuşmalarda iyi bir devlet yönetiminin tablosu çizilir. Her kademedeki kişilerin ne
gibi nitelikler taşıması gerektiği belirtilir. Bu yönüyle Kutadgu Bilig, bir siyasetname
olarak adlandırılır.
Söylenenlerin her çağda geçerli genel yargıları içermesi, eserin değerini belirli bir
çağa özgü olmaktan çıkarıp bütün çağlar için geçerli kılmaktadır. Bu özellikleri taşıdığı için eser günümüz insanının da beğeniyle okuyabileceği değerli bir kitaptır.



kanak meb



Bütün konular: 250
Bütün postalar: 1115
Bütün kullanıcılar: 983
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse crying smiley
 
 
GÜZEL ŞİİRLER
 
 
 
 
531320 ziyaretçi (1597079 klik)
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol