FABL

 

II. ÜNİTE
SANAT METİNLERİ
FABL
HAZIRLIK
1)   .”Kurt gibi acıkmak, kurt gibi kocamak, it itin ayağına basmaz, kurt puslu havayı sever, itle dalaşmaktansa dağı dolaşmak daha iyidir.” deyim ve atasözlerinde hayvanlara yer verilmesi ahlaki değerlerin insana ait özellikler çevresinde hayvanlarla sembolleştirilmesinden kaynaklanmaktadır.
2)   Çünkü fabllarda düşsel olay ve kişiler yardımıyla insanlara özgü davranış,değer,düşünce,ve tutumlar dile getirilir.
 
1. ETKİNLİK
Fabl örneği
Keçi Can Pazarında
Keçiciğin aklı bir karış havada ya, sürüsünü bir yana bırakmış, bir başına otlaya otlaya çekip gitmiş. Hain koca kurt, kaçırır mı; hemen görmüş keçiciği:
"Heh, işte ağzıma lâyık bir lokma. Yaşasın!" demiş.
Keçicik, bakmış can pazarı. Hiç kurtuluş murtuluş yok:
"Eh, n'apalım, demek kaderimizde sana yem olmak varmış kurt ." demiş. "Madem ölüm kapıya geldi, bari bana biraz kaval çal ki, neşeleneyim, kendimi unutup öyle öleyim.."Kurt, "Son isteği zavallının... "demiş. Bulmuşbir kaval, füyt füüyt çalmaya başlamış. Kurt çalmış, keçicik, oynamış. Derken ötelerden kaval sesini alan köpekler koşturmuşlar; gelmişler, kurdu önlerine düşürüp bir güzel kovalamışlar. Kaçmadan önce, kurt, durumu anlayıp oyuna geldiğini sezinlemiş:
"Suç sende değil bende. Neme gerekti benim kaval çalmak, neme gerekti bana köçekli kurban!" demiş.
Zamansız bir işe kalkışmanın sonu budur. Ölçmeli, biçmeli adımını ona göre atmalı. Tersi oldu mu, işte böyle Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurundan olursun. (Aisopos, Ezop Masalları, Tarık Dursun K. Mayıs 1981.)
Fabl Örneği 2 
Horoz ile Tilki
Görmüş geçirmiş, anasının gözü bir horoz
Tünemiş bir ağacın dalına.
Kurnaz tilki, sesini yumuşatarak, ona
Dedi ki: “Kardeşçiğim, artık dostuz;
Barış oldu hayvanlar arasında.
Müjde getirdim sana, in de bir öpüşelim;
Ama Allah aşkına oyalanma;
Çünkü bilirisin ya, başımdan aşkım işlerim.
Oysaki siz serbestsiniz daima,
İşleri düşünemeye bilirsiniz;
Hem artık siz yardım da ederiz.
Ama, kuzum, in de aşağıya bir
Doya doya öpeyim gözlerinden”
“Kardeşim” dedi horoz, “Bu mutlu haberinden
Daha güzel bir haber almazdım şüphesiz.
Bu nefis
Bu mutlu haberinden.
Üstelik bunu senden öğrenmekle
Sevincim iki kat oldu. Ama, dur hele…
Bunu müjdelemek için olacak,
Bak iki tazı geliyor koşarak”
Hızlı da koşuyorlar; haydi ben ineyim de
Hep birden öpüşelim tazılar geldiğinde.
“Hoşça kal “ dedi tilki, “Yolum biraz uzunca,
Kutlarız bu barışı yeniden buluşunca.”
Çabuk toplayıp tası tarağı,
Külhani bir anda tırmandı dağı.
Bir iş çıkmamıştı numarasından.
O sırada çalının arkasından,
İhtiyar horoz kıs kıs gülüyordu.
Oyunbazı oynatmak pek tatlı oluyordu.
La Fontaine’den çeviren; Orhan Veli Kanık
Fabl Örneği-3 
Aslan ile Fare
Herkes herkese yardım etmeli,
Ben büyük, o küçük dememeli
İki masalım var bunun üstüne,
Başka da bulurum isteyene.
Aslan toprakla oynuyormuş bir gün;
Birde bakmış pençesinde fare,
Aslan, aslan yürekliymiş o gün,
Kıymamış canına, bırakmış yere.
Boşuna gitmemiş bu iyiliği.
Kimin aklına gelir,
Farenin aslana iyilik edeceği?
Etmiş işte, hem de canını kurtarmış.
Günün birinde aslan
Biraz çıkayım derken ormandan,
Düşmüş bir tuzağa,
Ağla içinde kalmış;
Kükremiş durmuş boşuna;
Bereket fare usta yetişmiş imdada;
Bu iş kükremekle değil,
Kemirmekle olur demiş.
Başlamış incecik dişlerini işletmeye
Gelmiş ipin hakkından kıtır kıtır.
Bir ilmik kopunca ağdan hayır mı kalır?
Sabır, biraz da zaman
Güçten, öfkeden daha yaman.
La Fontaine Masalları (Çev. Sabahattin Eyüboğlu)
 
2. ETKİNLİK
FABL TÜRÜ, TÜRÜN TÜRK VE DÜNYA EDEBİYATINDA TARİHİ GELİŞİMİ
Bir tür küçük öyküdür. Olaya dayalı bir anlatımı vardır. Hayattan alınan küçücük kesitler, hayvanlar ya da bitkiler arasında geçmiş gibi anlatılır. Bugün daha çok çocuk edebiyatında yer alan fablların, toplumu eğitici; örneklendirme ile kötü davranışlardan caydırıcı özelliği ile eskiden büyükleri eğitmede de kullanıldığı sanılmaktadır.
Fabllerde soyut konular, olay plânıyla hem somutlaştırılarak hem de hareket kazandırılarak işlenir. Olaylar bizi güldürürken eğitir. İnsanlar arasında geçen iyi-kötü, cesur-korkak, dürüst-ikiyüzlü, gözü tok-aç gözlü... vb. çatışmalar; bu niteliklerin yakıştırıldığı hayvan kahramanlar arasında geçmiş gibi gösterilir. Fablin de dört öğesi vardır; kişiler, olay, zaman, yer.
Kişiler: Fablin konusu olan olay, kişileştirilmiş en az iki hayvanın başından geçer. Bunlardan biri iyi ahlâklı bir tipi, diğeri kötü ahlâklı bir tipi canlandırır. Fablde ikinci derecede kişiler çok azdır, bazen yoktur. Kişi betimlemesi yoktur. Kahramanlar arasında tilki varsa biz onu kurnaz insan yerine koyarız; arslan varsa cesaretine güvenen biri yerine koyarız. Kısa olay bile bütün yönleriyle değil, yalnızca fable konu olan yönüyle tanımlanır. Derinlemesine duygu çözümlemelerine yer verilmez. Fabllerde bir de anlatıcı kişi vardır. Bu kişinin de betimlemesi yapılmaz, cinsiyeti verilmez. Anlatıcı kahramanları izler, dersini alır. Böylece dinleyen ile aynı görüşü paylaşır.
Olay: Fablin konusu insan başına gelebilecek her hangi bir olaydır. Olay,kahramanın eyleme dönüşmüş beğenme, istek, özlem, öfke, korku... gibi tutkuya dönüşmüş duygularından doğar. Fablin gövdesini bir olay oluşturur, asıl önemli olan fablin anlatılış nedenidir. Buna "ders" denir. Fabl plânı dört bölümdür: Serim, düğüm, çözüm, öğüt.
Serim: Olayın türüne, çıkarılacak derse göre kişileştirilmiş hayvanlar veçevre tanıtımının yapıldığı bölümdür.
Düğüm: Olay o çevrede verilmek istenen derse göre gelişir. Kısa ve sıkkonuşmalar vardır. Hemen birkaç konuşma ile olay düğümlenir
Çözüm: Olay beklenmedik bir sonuçla biter. Fablin en kısa bölümüdür.
Öğüt: Ana fikir bu bölümde öğüt niteliğinde verilir. Bu bölüm kimi zaman başta, kimi zaman sondadır. Kimi zaman da sonuç okuyucuya bırakılır.
Yer: Tasvir yapılmaz fakat çevre çok iyi verilmelidir: Orman, göl kenarı,yol... gibi. Olayın geçtiği yer olayla birlikte değişebilir.
Zaman: Her olay gibi fabldeki olay da bir zaman diliminde geçer. Kronolojik zaman kullanılır.
Dünyanın en ünlü fabl yazarları Ezop ve Jean de La Fontaine'dir. Ezop'un fablları İ.Ö. 300 yılında derlenerek yazıya geçirilmiştir. ABD'li James Thurber ve İngiliz George Orwell çağdaş fabl yazarlarıdır. Fablı ilk olarak yazanlar Hititlerdir. Hititler fablları taş tabletlere yazıp resimliyorlardı.
Fabl Özellikleri (özet)
• İnsanlar arasında cereyan eden olayları hayvanlar bitkiler ya da cansız varlıklar arasında geçiyormuş gibi göstererek bu yolla insanlara ahlak ve ibret dersi vermek örnek göstermek ya da bir düşünceye güç kazandırmak isteyen bir çeşit masaldır.
Teşhis ve intak sanatları üzerine kurulmuştur.
• En önemli bilinen kişileri Beydeba, Ezop ve La Fontaine‘dir.
• Türkiye'de ise
Ahmet Mithat Efendi ve Şinasi'dir..
Dünya edebiyatında ilk ve önemli fabllar Hint yazarı Beydeba’ya aittir. Beydeba'nın fablları Kelile ve Dimne adlı bir eserde toplanmıştır.
• Türkçedeki ilk örneği 'Harname' (
Şeyhi)dir.
• Fabllar manzum(şiir) veya nesir(düz yazı) biçiminde yazılabilirler.
 
Fablın Kaynağı
Eski Hint ve Akdeniz kültürlerinde birbirlerinden bağımsız ortaya çıkan fabl türünün kaynağı çok eskiye dayanır. Batıda ilk fabl yazarı olarak Frikyalı Aisopos (Ezop) gösterilir. Eski Yunanlı Şair Hesiodos’un (MÖ 8.yy) Atmaca ile Bülbül, yine MÖ 7. yüzyılın savaşçı şairi Arkhilokhos’un benzer bu türde masalları günümüze ulaşmıştır. (Ana Britannica, 2004) La Fontaine Ezop’un ve Beydaba’nın Latinceye çevrilmiş eserlerinden ve yine kendisinden önce yaşamış, Phaedrus, Planudes, Edmund Spenser gibi şairlerden yararlanarak Fabl türünde usta eserler meydana getirmiştir.
Rus yazar İvan Andreyeviç bu alanda güzel örnekler vermiştir. 19. yüzyılda çocuk edebiyatının gelişmesi ile fabl türü yeni bir okur kitlesine ulaşmış, Levis  Caroll,  Kenneth Grahme,  Rudyard  Kipling,  Hilaire  Belloc,  Joel Chandler  Haris,  Beatrix  Potter  gibi yazarlar  bu  türde  güzel  örnekler sunmuşlardır. (Ana Britanica, 2004)
Doğuda ilk fabl örneklerine eski Hint edebiyatında M.Ö.  200 yıllarında Pançatantra masallarında rastlamak mümkündür. Ancak çok daha sonraki yüzyıllarda (MS 100-150) ortaya çıkan bu eserin yazarının kim olduğu ve hangi yıllar arasında yaşadığı henüz bilinmemektedir. Bu türün diğer örneği ise M.S. 300 yılında Beydaba tarafından meydana getirilmiştir. Beydaba, Kelile ve Dinme adlı eserini Debşelem adlı Hint hükümdarı        zamanında yazmış ve ona sunmuştur. (Oğuzkan,1997)
Fars edebiyatında VIII-XIV yüzyılda yaşamış ve toplumsal eleştirileriyle ilgili eserler kaleme almış olan ünlü mizahçı Ubeyd-i Zakanî ve XI/XVI yüzyılda hayatını sürdürmüş olan Muhammed Bakîr Meclisî’nin Fare ile Kedi (Muş u Gurbe) adlı eserleri vardır. (Çiftçi,1999) Sadî’nin Gülistan ve Bostan adlı eserlerinde hayvan hikâyelerini anlatan birçok örnek mevcuttur. Fabl türünün farklı bir yaklaşım ve amaçla kullanıldığı bazı klâsiklerden de söz etmek gerekmektedir.  Gazalî’ye ait olduğu ihtilaflı olan Risaletü’t-Tayr adlı eser ile başlayan ve Feridüddîn Atar’ın Mantıku’t-Tayr eseri ile devam eden tasavvufî amaçlı bu eserlerde vahdeti vücud felsefesi, alegorik bir tarzda anlatılır.  
Türk edebiyatında bu tarzda birçok eser verilmiştir. Konuları Mantıku’t-Tayr ile aynı olmakla birlikte, farklı hikâyeler kullanarak   Feridüddîn Attar’ın Mantıku’t-Tayr’ının tercümesi olan Gülşenî’nin Gülşenname’si, Ali Şir Nevaî’nin Lisanu’t-tayr’ı,  Mehmed Arif’in Ravzatu’tevhid’i,  Zaifî’nin Gülşen-i Simurg’u,  Fedaî Dedenin Mantıkı’l-Esrarı,  Şemseddin  Sivasî’nin Deh-Murg’u bu tarz eserlerdir. Günay Kut Deh-Murg’un konusunun farklı olduğunu söylemektedir. Diğer eserler genelde tasavvufun çetin, meşakkatli yolculuğu, kuşların konuşturulması           ve sembolize edilmesi şeklinde anlatılmıştır. Türk Edebiyatında Fabl türüne örnek olabilecek birçok hikâye yazmasına rağmen, Güvahî’den pek bahsedilmemektedir. Güvahî’nin pendnâmesinde: Kurbağa-akrep, tilki ile aslan, ağustos böceği ile karınca, iki kaz ile bir kurbağa, keçi ile koyun, aslan ile oduncu hikâyeleri bulunmaktadır. Bunlar aruzun Mefâîlün, Mefâîlün,feulün kalıbında yazılmıştır. Hengirmen Ezop’a ait Ağustosböceği ile karınca hikâyesinin kaynağının Tevrat’a kadar uzandığını belirtmektedir. 
Edebiyatımızda Fabl Örnekleri
 Mevlâna’nın Mesnevî’sinde fabl türüne örnek olabilecek hikâyeler mevcuttur. 15. Yüzyılda Şeyhî’nin Harname’si karşımıza çıkmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı Harnâme’yi Zavallı Eşeğin Hikâyesi adı altında yayınlamıştır.                    Şinasî 1862 yılında Tercüme-i Manzume adlı kitabında Batılı şairlerin şiirlerine yer vermiştir.  Bunlar arasında La Fontaine’de vardır. Ahmed Mithat Efendi,  çocukların terbiyesi ve yetiştirilmesi hususunda Fransızcadan birçok kitap çevirmiştir. Orhan Okay, Ahmet Mithat için, kanaatimce çocuk mevzuuna bu kadar geniş olarak temas eden ilk muharririmizdir, der.  
                               
Ahmet Mithat, Kıssadan Hisse adlı eserini ahlakî gaye güderek yazmıştır.  Bu eserde yazar,  Ezop’tan,  La Fontaine’den yapmış olduğu çevirilere ve kendi yazmış olduğu fabllere yer vermiştir.  Kelile ve Dimne’yi İbnü’l Mukaffa’nın Arapça çevirisinden Türkçeye aktararak yayınlayan Ömer Rıza Doğrul,  Kelile ve Dimne’yi “Hümâyunnâme” adı altında tercüme eden Ali Çelebî’nin dilinin çok ağır olduğunu, Ahmet Mithat Efendinin İkinci Sultan Abduhamit’in telkiniyle bu eseri “Hulasâ-i Hümayunname” adı altında yeniden tercüme ettiğini, bazı yerlerine şerhlerde bulunduğu, bu eserin 1304 yılında Matbaa-i Amirede basıldığını; fakat ne hikmetse Abduhamit’in bastırdığı bu eseri sarayın bir odasına doldurarak neşir sahasına çıkarmadığını belirtmiştir.  Recaîzade Mahmut Ekrem, La Fontaine’den  Horoz ile Tilki, Kurbağa ile Öküz, Karga ile Tilki, Meşe ile Saz, Ağustos Böceği ile Karınca gibi bir çok çeviriler yaparak bu alanda Türk Edebiyatına katkıda bulunuştur.
 Çocuk edebiyatı hususundaki düşüncelerini Bediî Terbiye adlı eserinde dile getiren İbrahim Aleaddin Gövsa, Çocuk edebiyatının çok önemli bir konu olduğundan ama çocuk edebiyatı düşüncesinin edebiyatımıza yerleşmediğinden bahsetmiştir.  (Gövsa,  1922)  Aleaddin  Gövsa  üzerinde araştırma yapan Zeki Gürel, Darü’l-muallim müdürü Satı Beyin, çocuk şiirlerine ve çocuk şarkılarına muhtacız, diye yakınmasının ardından İbrahim Aleaddin  Gövsa’nın çocuk şiiri kitabını yayınladığını belirtir. Gürel (1995) Bu şiir kitabında Tilkinin Vaadi, Horoz ile İnci gibi fabl türünde şiirler de mevcuttur. Ali Ulvi Elöve Çocuklarımıza Neşideler, adlı şiir kitabında La Fontaine,  Victor Hugo,  Lamartine’den yaptığı çevirilerin yanında,  yine bunlardan esinlenerek yazdığı fabl türü şiirlere de yer vermiştir. Nabizade Nazım’ın Bir Sansar ile Horoz ve Tavuk adlı eseri vardır. Nurullah Ataç, Orhan Veli Kanık, Ömer Rıza Doğrul, Kemal Demiray, M. Fuat Köprülü, Vasfi Mahir Kocatürk, Siracettin Hasırcıklıoğlu,  Sebahattin Eyüboğlu fabl türü ile ilgilenmiş çeviri yapmış, araştırmalarda bulunmuşlardır.
Tarık Dursun K.’nın fabl üzerine birçok eseri mevcuttur. La Fontaine, Ezop ve Krilov’dan çeviriler yaparak yayınlayan yazar, hayvanlarla ilgili birçok hikâye de yazmıştır.
 
İNCELEME
 
3. ETKİNLİK
Bakınız: 1. etkinlik
Fabl Özellikleri
• İnsanlar arasında cereyan eden olayları hayvanlar bitkiler ya da cansız varlıklar arasında geçiyormuş gibi gösterilmiştir.
• İnsanlara ahlak ve ibret dersi vermek örnek göstermek ya da bir düşünceye güç kazandırmak istenmiştir.
Teşhis ve intak sanatları üzerine kurulmuştur.
• Sade bir dille yazılmışlardır.
• Fabllar manzum(şiir) veya nesir(düz yazı) biçiminde yazılabilirler.
• İyi-kötü mücadelesi anlatılmaktadır.
 
1)   Verilen fablın amacı bir ahlak dersi vermektir.
2)   Okuduğumuz fabllar hakkında; fablda övücü sözlere kanmamak gerektiği düşüncesi aslan, tilki ve geyiğin yaşadıkları ile somutlaştırılmıştır.
3)   Aslan, tilki birde geyik adlı metindeki olay örgüsü:
§        Tilkinin aslanın mağarasına gelmesi.
§        Tilkinin geyiğin yanına gitmesi.
§        Tilki ve geyiğin aslanın yanına gitmesi.
§        Geyiğin kaçması.
§        Tilkinin tekrar aslanın yanına gelmesi.
§        Tilkinin tekrar geyiğin yanına gitmesi.
§        Tilki ve geyiğin aslanın yanına gelmesi ve sonunda geyiğin ölmesi.
4)   Verilen fablda geçen aslan, tilki, geyik, mağara, orman gibi sözcükler somut dünyada gerçekliği olan unsurlardır. Fakat bunlar yazar tarafından hayal gücünün de etkisiyle metinde kurmaca gerçeklik haline dönüştürülmüştür. Metinde olay örgüsü bu nedenle gerçeklik taşımamaktadır.
5)   Metinde ki kahramanlar aslan, tilki, çobanlar ve geyiktir. Aslan gücü, tilki kurnazlığı, geyik de saflığı simgelemektedir. Çobanlar ise yardımcı karakterlerdir.
6)   Metindeki mekânlar genel olarak orman ve aslanın mağarasıdır. Bu mekânlar metinde olayların geçtiği yerlerdir. Fabldaki kahramanlar düşünülünce mekânla bir birlik sağlandığı görülmektedir.
7)   Metinde herhangi bir zaman ifadesi bulunmamaktadır. Fakat metindeki -mış lı ifadeler göz önünde bulundurulursa metinin geçmiş bir zamanda kaleme alındığı söylenebilir.
 
4. ETKİNLİK
§         Aslan, Tilki bir de Geyik adlı Metin öyküleyici anlatım türü ile kaleme alınmıştır.
§         Bunun dışında yazarın “Dünyada kendini beğenmeyen mi vardır?” ifadesi tartışmacı ve metnin son paragrafı ise yazarın kişisel düşüncesi göstermesi dolayısıyla öznel anlatıma da örnek olabilir.
§         Farklı anlatım türlerini barındıran metin parçalarını birleştiren unsurumuz ise temadır.
 
5. ETKİNLİK
§         Metinde ilk dört satır serim. Son paragrafa kadar olan bölüm düğüm. Son paragraf ise çözüm bölümüdür.
§         Bu bölümler anlam bakımından tema etrafında birleşerek temayı oluştururlar.
 
8)   Metinde kahramanların simgelendirdikleri durumlar -güç,kurnazlık,saflık-ile hareketleri örtüşmektedir.
 
6. ETKİNLİK
§         ‘’Meşe ile Saz’’ metninin teması görünüşe aldanmak, iki katır metninin teması ise büyük başın büyük belası olur gerçeğidir.
§         Farklı metinlerde aynı temanın işlenmesi, temanın evrensel olduğun, değişmez ahlaki değerler ve insana ait özellikler çevresinde yoğunlaştığının göstergesidir.

7. ETKİNLİK

 
Ölçütler
Aslan, Tilki Bir De Geyik
Değerlendirme
Örnek Cümle
Akıcılık
Akıcı
Tilkiyi pek severmiş, onu da yanına çağırıp ahbaplık etmiş.
Duruluk-Açıklık
Duru ve Açık
Tilki böyle söyleyince geyik inanıverdi.
Yalınlık
Yalın
Geyiğin tüyleri diken diken olmuştu.

§         Verilmek istenen iletinin okuyucuya ulaşması açısından çok önemlidir.
 
9)   Dil göndergesel işlevi ve heyecanı dile getirme işlevi ile kullanılmıştır.

8. ETKİNLİK
 
İsim
Çeşidi
Sıfat
Çeşidi
Zamir
Çeşidi
aslan
basit
tatlı
türemiş
ben
basit
tilki
basit
uzun
türemiş
sen
basit
geyik
basit
şu
basit
biz
basit
korkak
türemiş
kuzu
basit
ne
basit
hasret
basit
bir
basit
o
basit
orman
basit
yaralı
türemiş
bura
birleşik
 
Amacı: Metinde kullanılması anlatımın eksiksiz olarak gerçekleşmesidir.
 
ANLAMA YORUMLAMA
1)   Fabllar, ahlak dersi vermeyi esas alan, temaları evrensel olarak belirleyen ve kahramanlarını insan olmayan varlıklardan seçen bir tür olarak özellikle çocukların eğitimi açısından önemlidir.
2)   Fabl kahramanlarının insan olması, fablın dikkat çekici özelliği olan sembolizasyonun sebep olacağından dikkat çekiciliği azaltacaktır.
3)   Fabllarda, çizgi film ve animasyonlar arasında insan dışındaki varlıkların kahraman olmaları yönüyle ilgili kurulabilir. Fakat tema bakımından günümüzde böyle bir ilgi tam anlamıyla kurulmaz.
 
9. ETKİNLİK
İstediğiniz herhangi bir temada fabl yazabilirsiniz. Fablınızı yazarken seçeceğiniz kahramanların neyi temsil ettiğine dikkat ediniz.
 
10. ETKİNLİK
Fabllardan aldığınız öğütleri poster haline getirirken temaların evrensel olduğunu unutmayınız.
 
11. ETKİNLİK
Bakınız: 2. Etkinlik
 
ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME
1……kişileştirme ve konuşturma…..
……Beydaba……,….Aisopos….,…Lafontaine….
2.D-D
3.D
4.D
5.C
6.A
7.D
8.D
9.A
 
 
GÜZEL ŞİİRLER
 
 
 
 
531223 ziyaretçi (1596503 klik)
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol